oyunlar122 de iyi eğlenmenizi dileriz
guzeloyunlar122 - Bilgilerimizi Çoğaltalım

 

Türk Olmanın 76 Belirtisi

1...Kagit mendili kumas mendil gibi günlerce burusuk sekilde cebinde tasir.

2...Rüzgarli havalarda küller uçmasin diye küllüge su koyar.

3...Serçe parmagini kulagina sokup iyice sallayarak karistirir.

4...Ancak bir Türk gazete bulmacasini hep baskalarina sora sora çözebilme becerisini gösterip , kendisi çözdü diye sevindirik olabilir.

5 ...Sakal trasi olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kagitlar yapistirir..

6...Evdeki yaslilar da kullanabilsin diye tv kumandasi , telefon gibi aletlerin üzerindeki tuslarin Türkçesini tercüme edip yapistirir. (on-aç; off-kapa ; redial-tekrar ara ; volume-ses vb)

7...Çayi sogumasin diye çay tabaginin içine sicak su koyarak sogumasini önler.

8...Soba borusu aktiginda yogurt kaplarini telle soba borusuna baglar.

9...Nezle olunca tuvalet kagidini uzun bir serit yaparak kullanir.

10..Dis firçasiyla disini firçalamayip da saçini boyamak için kullanan birini görürseniz , o saçini seven bakimli bir Türk'tür.

11..Konusma yetenegi olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini ögretir.

12..Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaslarina havlu tutturarak giymeye çalisip bir de arkadaslarina "bakmayin lan" diye çikisir.

13..Denize girip güneslendikten sonra asiri derecede yanan sirtina yogurt sürerek iyilestirebilir.

14..Dolmusta veya otobüste bozuk paralari avucunda toplayip sikir sikir çevirip ses çikartir.

15..Herhangi bir yere hesap öderken arkasina dönüp gizli gizli para sayar.

16..Denizde "suyun altinda nefessiz ne kadar kalabiliyorum."diye deneme yapip bogulma tehlikesi geçirir.

17..Beton döktükten sonra bir sanat eserini bitirmiscesine beton kurumadan tarih ve imza eder.

18..Çorabinin kirlenip kirlenmedigini burnuna götürerek kisa süreli koklayarak anlayan kisi temizligine düskün bir Türk'tür.

19..Simit yedikten sonra , masaya dökülen susamlari parmaginin ucunu islatarak toplayip yutar.

20..Daha birinci telefon zili çaldiginda telefonun basina dikilen ama açmak için ikinci kez çalmasini bekler.

21..Yeni yapilmis bir binanin yeni takilmis camina beyaz boyayla S harfi yazar.

22..Bir dükkana girip , onun bunun fiyatini sorduktan sonra "abi araba bes dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, 2 saat sonra gelir.

23..Okul yilliginda kendisi hakkinda ; okulu kiriyordu, kopya uzmaniydi gibi yazilari arkadaslarina gösterip bununla övünür.

24..Gazete bayiinin önünde durup da asili olan gazteleri ayak üstü okur.

25..Cebinden çikardigi paralarin içinde en eskisini özenle arayip bulduktan sonra para üstü verir.

26..Günlük gazeteyi alip evinin bir kösesinde biriktirir ve kus kafesinin altina sermek için , kisin sobayi tutusturmak için , bardak çanak sarmak için kullanir.

27..Trafikte ambulansin pesinen takilarak sikisikliktan kurtulup , uyaniklik yaptigini zanneder.

28..Kagit paralarin üzerine not alir ve parayi harcadigi için notu kaybeder ve ya elden ele dolasacagini bildiginden komik yazilar yazar.( Paranin ön yüzüne tehlike aninda arkayi çeviriniz yazip aninda çevirince de simdi degil salak tehlike aninda yazanlardan bahsediyoruz .)

29..Gece asiri nem ve sicak olmasina ragmen , üzerine örtmese de yanina yorgan alip yatar.

30..Çocugu yanlislikla elini kestigi veya düstügü için agladiginda elini kesti veya düstü diye çocugunu döver.

31..Taksi tuttugunda taksicinin yanina oturur .Eger üç dört kisi taksi tutuyorsa , taksi parasini veren kisi ön koltuga oturur.

32..Kredi kartinin islevsel kismi zarar görmesin diye selobant yapistirir .

33..Denize yüzmeye gidip de yüzdügü yere işeyen birini göremeseniz bile ve sonra da pişkin pişkin " suyu isitiyorum oğlum fena mi? " veya "kocaman deniz ne olacak ki " der.

34..Kaldirimda yürümeyip de cadde oratsinda yürür ve yanindan hizla geçen arabaya da " Çarpsaydin bari !" diye tepki gösterir.

35..Bir turiste adres tarif ederken bagira bagira Türkçe konusur.

36..Bes genci yazin ögle sicaginda , beyaz renkli Sahin marka bir otomobilin içinde , atletli olarak sokaklari turladiklarini görürseniz bilin ki onlar Türk'tür.

37..Alisveris merkezlerindeki güvenlik kameralarinda saç tarar.

38..Birini çagirmak için kapi zilini çalmak yerine evin camina tas atarak amacina ulasmaya çalisir.

39..Kürdanla disini karistirip önce çikarip bakar , sonra tekrar agzina koyar.

40..Ütü fisi , teyp fisi veya televiyon fisi kablosunun bakir teli disari çikmis ise çocuklari elektrik çarpmasin diye bakir teli selobantla yapistirir.

41..Yemegini yedikten sonra tatli yiyecekse , bulasik çikarmamak için çatalini veya kasigini iyice yaladiktan sonra tatlisini yer.

42..Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanin elindeyse ve o ne izlerse digerleri de onu izlemek zorunda kalir.

43..Ceket giyecekse gözükmez diye gömlegini ütülemez , kazaginin altina giyecekse sadece gömlegin yakasini ütüler.

44..Çantasinin içinde yeni tanistigi birisine bile çekinmeden göstermek üzere en güzel fotograflarini ve aile albümünü tasiyan birisini görürseniz hemen boynuna sarilmayin yoksa çantayi kafaniza yiyebilirsiniz , çünkü o kisi bir Türk kizidir.

45..Bir türk esnafi , müsterisinden aldigi parayi önce iki ucundan tutup iki defa gerginlestirir daha sonra da günese dogru tutup bakarak sahte olup olmadigini anlar.

46..Fayton , at arabasi ve el tazgahina bisiklet kornasi takma fikrinin patenti yüzde yüz bir Türk'e aittir.

47...Evin bir odasinin ampülü patladigi zaman yenisini almayip da fazla kullanmadigi bir odanin ampülünü onun yerine takar.

48..Evinde bulunan saksilarin dibini kültablasi olarak kullanir.

49..Dislerini gazoz açacagi , findik ve ceviz kiracagi olarak kullanir.

51..Isinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir Türk'ten baskasi olamaz.(Serefsizin oglu ne is yapmis be kardesim, helal olsun)

52..Aracin sinyal lâmbalari dururken kolunu çikararak "dönüyorum" hareketi yapar.

53..Yemegin etini en sona birakir.

54..Trafik isiklari kirmizidan yesile döndügünde önündeki herkesi salak sanarak kornaya basar.

55..Dingildeyen bir masanin ayagina kagit sikistirma fikri bir Türk'ündür..

56..Dislerinin arasindan "viij viij" diye ses çikarir.

57..Tv'de film seyrederken filmin oyunculariyla muhatap olan (dur oraya gitme öldürecekler seni) Türk sinema severlerdir.

58..Kulagini kalem ya da örgü sisiyle karistirabilir.

59..Arabasina öküz, köpek, horoz sesli korna taktirma fikrinin patenti bir Türk'e aittir.

60..Gazete kagidini en iyi sekilde kullanir.(Cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi )

61..Ancak bir Türk kadini, denize dikkat çekmemek için elbiseleriyle girip, bütün dikkatleri üzerine çekebilir.

62..Plastik yogurt kabini saksi yapar.

63..Arabasinin arkasina yazi yazar .(Rahmetli de sollardi, tek rakibim THY, kroyum ama para bende)

64..Uçakta bulunan tanidiklarina uçak havalandiktan sonra görmeyecegini bildigi halde el sallar.

65..Çignedigi sakizi daha sonra çignemek üzere kafasindaki tülbende yapistiran bir Türk kadinindan baskasi degildir.

66..Tek abdestle bes vakit namaz kilmak için iki büklüm kivranir.

67..Desenlerini çok begenerek aldigi yeni bir mobilyanin üstünü baska bir örtü örterek kullanir..

68..Çayi, çay tabagina döküp içer.

69..Geçirdigi bir trafik kazasindan sonra kanlar içinde çikip, çarpilmis arabasina üzülür.

70..Tüp kaçiriyor mu, kaçirmiyor mu diye kibrit yakip kontrol eder.

71..Yemekte eti biçakla degil, çatalin yaniyla kesmeye çalisir.

72..Kirmizi isikta durdugunuz için size ancak bir Türk bagirabilir.

73..Otoyolda, otomobilin gaz pedalina tugla koyup, yorulmadan kullanma fikri bir Türk'ündür.

74..Cola'yi çalkalayip fiskirtarak asitsiz içmeyi akil edebilir.

75..Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasini naylona sarmis, üzerine de ambalaj lastigi geçirmis birini görürseniz Türk'tür o.

76..On yillik bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarini çikarmadan kullanma becerisini gösterir.
1 Nisan şakasının kökeni nedir?

1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupada yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı.

İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar?

Bu konuda iki ayrı açıklama vardır. 1) İnsanların beş duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiye tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını taşır. 2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip,ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.

Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler?

Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor.Çinde eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı. Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar fildişinden ve kemikten yapılırdı.

Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?

Bu şarkı "Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir. Orijinal adı "Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır

Dolunay insan davranışlarını etkiler mi?

İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.

Niçin gözyaşı dökeriz?

Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.

Üç yaşından daha önce olanları için hatırlamıyoruz?

Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anıveya öykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü ve anılarını anlatamıyorlar. Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine sahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor, öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4 yaşlarında kaydetmeye başlıyor.

Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?

Eğerköşeli olsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf olurdu. En dayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacak olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer. Başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta, tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtaları küresel biçimdedir.

Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?

Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?

Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğinışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir

Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?

Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.

İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?

Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.

Bir hafta niçin 7 gündür?

Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen
beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.

Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir?

Kalemin tarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş çakmak taşlarıyla duvar resimleri yapmıştır. Mürekkepli metal kalemler Romalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile bilinen bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbet görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir. Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalem mürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da giysiyi lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla aktarılır. Fakat dolmakalemin özelliği seçkin ve yazıyı kaliteli kılmasıdır.

Horozlar niçin sabahları erkenden öterler?

Sabah güneş doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok
horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlü olmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu
da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler. Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler
ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün
doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır

Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor?

Sineklerin her türü kışın ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla birlikte ansızın ortaya çıkarlar. Sinekler ısıya
karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasına girdiği zaman oluşan ısı düşmesinden etkilenirler. Kış günlerinde yaşama şansları yoktur. Ölmeden önce yumurtalarını toprağa veya kuytuya gömerler. Lavra ve yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yaz sıcakları başlayınca yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler başlar.

Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar?

Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz

Dünya’da Batıl İnançlar

♣ 13. Cuma : İskandinav mitolojisinde 12 tanrıya 13. kötü tanrının katılmasının insanlara kötü talih getirdiğine inanılır.

♣ 2 ayaklı merdiven açıkken bir üçgen oluşturur. Altından geçmek bazı Hıristiyanlarca kutsal üçlemenin bozulmasına neden olduğuna inanılır. Kutsal üçleme kırılarak şeytanla bir anlaşma içerisine girildiği söylenir ve kötü şans getirir.

♣ Antik Mısır’da Tanrıça Bast siyah bir kedi olarak tasvir edilirdi. Hıristiyanlarca diğer dinleri çağrıştıran her türlü obje kötü şans getirirdi ve dinlerine karşı çıkardı siyah kedi de dinlerine zarar verecek tanrıyla aralarına girecek bir objeydi. Hatta kedileri olan kadınlar bir dönem cadılıkla suçlanıp cezalandırılmıştı Engizisyon Mahkemeleri zamanında.

♣ Yakınlarda bir baykuş 3 kez öttüğünde oraya ölüm getirdiğine inanılır kimilerince.

♣ Ortada hiçbir şey yokken evin içinde bir köpeğin havlaması sonucunda evde birinin hastalanacağına inanılır.

♣ Masada bıçakların üst üste gelmesi durumunda yani hane içerisinde masada duran bıçaklar çakışırsa o evde kavga olacağına inanılır.

♣ Sebebi ve temeli bilinmese de evde kırılan aynanın 7 yıl şansızlık getirdiğine inanılır. Durduk yere sebepsiz kırılan aynanın ise ölüm getirdiğine..

♣ Birçok toplumda batıl olarak ev içerisinde şemsiye açmanın kötü şans getirdiğine inanılır.

♣ 1 Mayıs’tan önce ağaçtan çiçek koparıp eve getirmek kötü şans getirir.

♣ Birine karşılığında başka birşey almadan eldiven vermek kötü şans getirir.

♣ Suya, denize taş atmak kötü şans getirir.

♣ Yeni ayakkabılar masanın üstünde bırakılmaz.

♣ Yeni eve taşınırken eski evin süpürgesi yeni eve götürülmez.

♣ Kulağınız yanıyorsa biri sizi anıyor demektir. Sol kulak yanıyorsa kötü sağ kulak yanıyorsa iyi şekilde

♣ Sol elinizin avuç içi kaşınıyorsa kavga edeceksiniz sağ elinizin avuç içi kaşınıyorsa para gelecek

♣ İyi birşeyden bahsederken ve zarar gelmesi istenmiyorsa tahtaya 3 kez vurulur.

♣ Süpürgeyle vurduğunuz kişi tembel olur.

♣ Eğer fakir birine yeni bir çift ayakkabı vermezseniz hayatınız boyunca öldükten sonra diğer yaşama çıplak ayakla gidersiniz.
♣ Birinin bardakta yarım kalmış suyuna su ilave ederek içilmez kötü kader getirir.
♣ Cadılardan korunmak için mavi boncuk taşınır.
♣ Eğer köprüde bir arkadaşınıza hoşçakal derseniz o arkadaşınızı bir daha göremezsiniz. (buna ben de inanıyorum)
♣ Fırtınalı havada saç kesmek iyi şans getirir.
♣ Kediler bebeklerden uzak tutulur, kedilerin bebeklerin nefesini çaldığı söylenir.
♣ Tırnaklar veya saçlar kesildikten sonra yakılmalı veya gömülmelidir.

Anadolu’da Batıl İnançlar

♣ Mezarlık, ziyaret  yerlerindeki ağaçları kesenler çarpılır.

♣ Türbeden dışarıya bir şey, bir nesne götüren kişiler çarpılır.

♣ Mezarlığı parmağı ile işaret etmek iyi değildir. Parmakları ile işaret eden kişilerin parmakları kurur.

♣ Kurban kesilirken hayvan dilini dışarı çıkarırsa kurban sahibi o yıl içerisinde ölür.

♣ Bir çocuk sürekli ağlarsa o evde mutlaka ölüm meydana gelir.

♣ Ayakkabı çıkarıldığında ters dönerse, ayakkabı sahibinin tez vakitte öleceği düşünülür.

♣ Yatarken çorapları baş tarafa koymak iyi değildir, insan çabuk ölür.

♣ Ölünün elbiseleri ölü yıkayıcılarına verilir.

♣ Mezarlıktan ağaç kesilmez. Ağaçta cin olduğuna inanılır.

♣ Gece ölen kişinin üzerine sabaha kadar bıçak konulur.

♣ Yoğurdun güzel olması için mezardan çırpı toplanarak, kaynayan sütün altına atılır.

♣ Ölünün yıkandığı evde üç gün ışık yanar.

♣ Baş sağlığına gelen kişilerin ayakkabıları ters çevrilmez.

♣ Mezar kazıcısına para verilmezse ölünün rahatsız olacağına inanılır.

♣ Yılan öldürülüp, suya atılırsa ve yılan suda kaybolursa yağmur yağar ve durmaz, seller olur.

♣ Kurt uluyunca ya ayaz olur ya kar yağar.

♣ Bir evin başında baykuş öterse, o evde biri ölür ya da bir yıkım olur.

♣ İnek doğurunca eve ağır bir şey alınırsa ya da ağır bir şey kaldırılırsa ineğin sütü kesilir.

♣ İneğin sütünü yere sağmak iyi değildir, hayvan hastalanır.

♣ İlk yaylaya çıkışta sığırların ortasından bir yabancı geçerse sığırlar hamile kalmaz, doğum yapmazlar.

♣ Bir kişinin önüne tavşan çıkması uğursuzluktur, mümkünse gidilen yoldan geri dönülür.

♣ Çakal uluyunca yere tükürmek gerekir, yoksa insanın başına bir yıkım gelir.

♣ Çakal ulumaya başlayınca hava açacak, günlük güneşlik olacak demektir.

♣ Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir.

♣ Sabah evinden başkasına ateş verenin ocağı söner.

♣ Ocağın üstünü boş bırakmak uğursuzluk getirir.

♣ Sacayağının birdenbire devrilmesi evin başına bir yıkım geleceğini gösterir.

♣ Tencerede su boşu boşuna kaynarsa düşmanlar çoğalır.

♣ Lamba yakılmayan evin ocağı her vakit kararır. Aynı zamanda ev sahibinin öldükten sonra mezarı da karanlık olur.

♣ Hastalanan hayvanları ateşten geçirmek iyidir.

♣ Ateşi söndürmek için su dökülmez, ateş toprakla örtülür.

♣ Ateş çok önceden sönmüş olsa dahi külün yanında yatılmaz. Külde cin ve şeytanın oynak yaptığına inanılır.

♣ Ateşin çıkardığı ses ateşi yakan kişi hakkında dedikodu yapıldığına işarettir.

♣ Kara ağaçtan düşen yaşamaz.

♣ Kara ağaçtan beşik, sandık yapılmaz.

♣ İncir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür.

♣ Ceviz ağacının altında yaşayanları şeytan alır götürür.

♣ Tarlada zina yapılırsa bereket olmaz.

♣ Üzümün tanesini, karpuzun sap kısmındaki kabuğunun içini yiyenler yetim kalır.

♣ Çocuğun bezleri yabani ağaca asılırsa çocuk yabani olur.

♣ Nar tanelerini yere dökmek günahtır, nar cennet meyvesidir.

♣ Diş düşürülünce o diş kimsenin göremeyeceği bir yere saklanmalı ya da gömülmelidir.

♣ Elleri diz üzerinde kavuşturmak, parmakları birbirine geçirip el bağlamak iyi değildir, insanın kısmeti kapanır.

♣ Parmakların çatırdaması iyidir, insanın sağlıklı olduğunu gösterir.

♣ El yıkanırken önce sağ elden başlamalı, önce sol elden başlamak uğursuzluk getirir.

♣ Tokalaşırken ya da birisine bir şey verirken sağ el kullanılmalıdır, sol el uğursuzluktur.

♣ Baş taranırken dökülen saçları dökmek doğru değildir, bunlar toplanır, ölünce o kişinin kabrine konur. Çünkü bu saçlar kıyamet gününde tekrar bitecektir.

♣ Hamile kadın aş eridiği sırada neye bakarsa doğacak çocuk ona benzeyecektir.

♣ Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.

♣ Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur.

♣ Gece acı (biber, soğan, sarımsak) evden dışarıya verilmez.

♣ Yoğurt, süt, peynir gece dışarıya verilmez. Vermek gerektiğinde üzerine kömür, üzerlik veya yeşil bir dal konularak verilir.

♣ Gece ıslık çalmak günahtır.

♣ Gece evden eve tuz verilmez.

♣ Akşam kapının önü süpürülmez.

♣ Ekmek aktaracağı evden eve verilmez.

♣ Çocuklar gece beş taş oynarsa düşman gelecek denir.

♣ Değirmenden ilk gelen unla yapılan ilk ekmeği yiyen kişinin karısı ölür.

♣ Ekmek kırıntılarını yere atmak, ayakla çiğnemek evin bereketini götürür.

♣ Gurbete giden kişinin azığından bir parça ekmek çalınır.

♣ Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır.

♣ Evin temeline karataş koymak iyi değildir.

♣ Kapının önünde oturan kişi iftiraya uğrar.

♣ Duvar dibinde uyumak iyi değildir, insan çarpılır.

♣ Evin içerisi temiz olmazsa oraya melekler değil şeytanlar gelir. Böylece o evde mutluluk değil geçimsizlik olur.

♣ Evden bir kişi gurbete gittiği zaman o gün ev süpürülmez, dışarıdan misafir alınmaz.

♣ Eşya taşımak için kullanılan ala iple komşunun evine girilmez. Komşunun başına bir uğursuzluk geleceğine inanılır.

♣ Kapı eşiğinde oturulmaz, insan fakir olur.

♣ Kapı eşiğinde oturulmaz, insan bekar kalır.

♣ Urganla komşunun evine girilmez. Aksi halde komşunun evinde kıtlık olur.

♣ Kapı eşiğinde oturulmaz, kapı eşiğinde şeytan bulunur.

♣ Yağmur yağarken kapı eşiğinde oturmak günahtır.

♣ Odanın ışığını evin erkeği yakarsa o ev daima nur içinde ve bereketli olur.

♣ Kadının yolda erkeğin önünü kesmesi uğursuzluktur.

♣ Bir kadın iki erkeğin arasından geçerse çocuğu olmaz.

♣ Bir adam iki kadının arasından geçerse sözü geçmez.

♣ Bir erkek iki kız arasından geçerse köse olur.

♣ Yarım çay içen kadın dul kalır.

♣ Ava gidecek kişinin önünden kadın geçerse avlanamaz. Bundan dolayı o kişi ava gitmekten vazgeçer.

♣ Kız çocuğunun ilk kez kesilecek saçını dayısı keserse saçı gür olur.

♣ Oğlan çocuğunun saçını ilk kez amcası veya dayısı keser.

♣ Kız baba evinden perşembe veya pazar günü çıkar.

♣ Makası açık bırakmak düşmanlarınızın sizin hakkınızda konuşmasına neden olur.

♣ Çarşamba gecesi işlenilmez, çamaşır yıkanmaz, temizlik yapılmaz.

♣ Gece tırnak kesilmez, ıslık çalınmaz, sakız çiğnenmez.

♣ Gelinin ayakkabısının altına kimin ismi yazılırsa en kısa zamanda ismi yazılan kişi evlenir.

♣ Birisi uzunca vakit eve dönmezse veya kaybolmuşsa ayakkabısına tuz dökülür. Kişi en kısa zamanda evine geri döner.

Bugün 11 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!
iyi eğlenin Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol